13 Mart 2014 Perşembe

Ah Çocuklar

Yurt dışında yaşıyorum ama gönlümde hep Türkiye var. Tüm sevdiklerim orada, ömrümün otuz yılını orda geçirdim ve tüm kalbimle sevdiklerimin yanında yaşamayı arzu ediyorum. Yani ülkemizde olan biten olaylar karşısında senin tuzun kuru diye düşünülecek birisi değilim.

Ülkemizdeki hiç bir siyasi görüşe kendimi yakın hissetmiyorum, Berkin' e üzülmem tamamen insancıl nedenlerden ötürü. Daha hayatının baharında canını vermiş olması ve üstelik sorumlularının ceza almaması ve üstelik de onca haksızlığa maruz kalması biraz vicdanı olan her insanın canını acıtır. Daha önce de yazmıştım (http://ge-ce.blogspot.nl/2013/06/once-insan.html) can; herşeyden önemlidir ve önce gelir. En azından benim için öyle.

Dün sabah saatlerinde Berkin'in acısını yaşarken; öğlen başka bir acı haber aldım. Bir yakınım 7,5 aylık bebeğini soğuk algınlığı gibi bir şikayetle doktora götürüyor ve doktor bir ciğerinden ses gelmediğini farkediyor. Hemen narkoz verilip mr çekiliyor ve ciğerinde büyük bir tümör saptanıyor. Bütün hastane doktorları seferber oluyor ve yeniden kontrol ediyorlar, derhal cerrahpaşaya sevkediliyor.

Annenin yaşadığı şok ve üzüntüyü tahmin edersiniz. Çünkü bebeğin sıradan burun akıntısı ve diş huysuzlukları dışında bir şikayeti yok. Ve dün sabah hastanede yatarken ilk dişini patlatıyor.

Cerrahpaşa'ya yatınca yeniden mr çekiliyor ve yapılan biyopsi sonucunda (o minicik bedene takılan serumları hortumları düşünemiyorum bile) çok kısa zamanda çok hızlı büyüyen bir tümör olduğu ve sinirlerde ortaya çıkan bir kanser olduğu bulunuyor. Ve doktorlar her şeye hazır olun diyor. Tümör, tüm ciğerlerine yayılıp kalbe ve bağırsaklara dayanmış, büyüklüğü bebeğin kafasından büyükmüş. Yaşaması için yüzde elli ihtimal biçiliyor. Şimdi ameliyat olamayacağı için kemoterapiye başlanacak ve o minicik bedenin bu acıları nasıl kaldıracağını düşündükçe içim parçalanıyor.

Duyduğum andan itibaren öyle yıkıldım ki, bebeği tanıyan tüm tanıdıklarımla beraber dua etmeye başladık. İnsanın aklı almıyor, hiç bir sağlık problemi olmayan günahsız bir bebeğin başına neden böyle bir şey gelir diye isyan edesi geliyor. Yine de allah büyük diyor ona sığınıyorum.

Bu iki acının ardından hislerimi kaybetmiş halde ruh gibi dolaşırken akşam iki ölüm haberi daha geldi. Biri genç bir polis (  Ahmet Küçüktağ) bir diğeri de gencecik bir delikanlı (Burak Can Karamanoğlu) olaylarda can vermişti. Ve bir sürü yaralı... :(

Bunların üzerine söyleyecek laf yok. Ne o çatışmaların olması gerekiyordu ne de o insanların ölmesi. Artık tek dileğim daha fazla can kaybı olmaması, ülkemizin huzur bulması, maaşını vergileriyle aldığı milletini düşünmeyen insanların yönetimden defolup gitmesi.

Dünden beri ölenler, hasta bebeğimiz ve ülkenin huzuru için sürekli dua ediyorum. Ve bunu yaparken ne yazık ki kızımı ihmal ediyorum.

Bir süre bu acılı halimdeyken yazı yazmayacaktım ancak önceki yazıma gelen iyi niyetli mi kötü niyetli mi olduğunu anlamadığım yorum üzerine yazıyorum ve bu yazıyı yorumlara kapatıyorum. Çünkü insanların atıp tutmalarıyla uğraşacak ne halim ne de enerjim var. Eğer bunu okuyor ve kalbinizde bir hüzün hissediyorsanız, bir dua gönderebilirsiniz. İnanın bu yorum yazmaktan çok daha değerli.