27 Mayıs 2016 Cuma

# Aylık Mektuplar # Helodünya

50. Ay Mektubu: Hiç Oyuna Doyulur mu?


Canım kızım,

Bu ay öyle dolu geçti ki, günler haftalar geçmek bilmedi sanki. Gün içinde birçok farklı şey yapıyoruz ve sonuçta akşamları hepimiz sızıp kalıyoruz. Hava arada soğuk ve yağmurlu olsa da, bahar havası yine bambaşka. Yağmurlu günlerde bile dışarda oynamayı bırakmadınız ve bol bol eğlendin bu ay.

Okula başladığın gün, bizimle aynı gün yan sınıfa başlayan bir kızla tanışmıştık. Okul sonrası bahçede oynarken arkadaşlığınız gelişti, şimdi kanka oldunuz. Tüm okul dağılmış oluyor ve bahçede sadece siz kalıyorsunuz. Okulun bahçesi gerçekten çok güzel ve siz de en az bir buçuk saat oynuyorsunuz. Açlığınız olmasa akşama kadar duracaksınız ya neyse. Yanımda atıştırmalık şeyler getiriyorum ama tabi onun da etkisi bitiyor bir süre sonra.

Okula başladıktan sonra fiziksel becerilerinde büyük bir gelişme oldu. Zaten çok hareketliydin ama biraz temkinliydin ve bazı yeni hareketler seni korkutuyordu. Bunda bugüne kadar benim aman düşeceksin diye panik yapmış olmamın da etkisi olabilir tabi. Şimdi okulun bahçesinde oynarken diğer çocuklardan cesaret alıyor olmalısın.

O kadar ardarda oldu ki bu gelişmeler hala çok şaşkınım. Önce tırmanma çubuğunda başaşağı durabildiğini söyledin, sonra boyundan yüksek bir yerden zıplayarak atladın. Salıncak sallanırken hızlanmak için yaptığımız öne arkaya esneme hareketini bir türlü senkronize edemiyordun. Ve bir sonraki gün şak diye oldu. Bir başka gün de itfaiye direği gibi direklerden kaydın. Benim için de hergün bir heyecan vardı doğrusu.

Hele bugün aklım başımdan gitti. Okulun bahçesinde yüksek bir kaydırak var, kollarımı uzatınca zor yetişiyorum iki metreden fazla vardır yüksekliği. Bu plastik bir kaydırak ve kenarları hafif yüksek hepsinde olduğu gibi. Sen bu kenarlardan birine ata biner gibi binip geriye doğru kaydın tepeden, bir tarafın boşta ve o kadar yüksekte, ben dur bile diyemeden kayıp indin. 🙀

Ayrıca bugün yüzme kursunun ilk dersine katıldın ve ben yine şoklardaydım. Evde banyo yaparken değil gözüne burnunun ucuna su damlasa çığlığı basan sen, kendi kendine duş aldın, havuzda oynadın, suya daldın ve sonunda yine yıkanıp çıktın. Bir daha evde yine ağla göreceğim seni o zaman 😉

Tabi tüm bu oyunlarında kardeşinle seni bekleyip durduk. O da sana eşlik etti, bol bol oynadı, bense ikinizi böyle mutlu gördükçe şükredip durdum.

Neşen, coşkun, enerjin hep daim olsun kuzum ve Allah sizi kazalardan korusun.

Annen
Amsterdam




1 yorum:

  1. Ah o kaydırağın altında bir taraftan düşecekler diye ödüm koparken bir tarafta haydi yapabilirsin diye desteklediğim günleri hiç unutmam :) Annelerin ikilemi :)

    YanıtlaSil