5 Temmuz 2017 Çarşamba

Sebze Sevdalısı



Amsterdam'da yaşayan Türk annelerinden oluşan bir Facebook grubumuz var. Her türlü konuda tartışıyoruz. Son tartışmalardan biri, Türkiye'deki sebze meyvelerin tadını burada bulamamak üzerine. Gerçi bunu savunanlar çoğunlukla İstanbul harici şehirlerden gelenler. Eminim haklılar ama ben şahsen İstanbul'dan sonra buradaki meyve sebzelerden şikayet etmiyorum, hatta kimilerini çok daha fazla beğeniyorum. Belki şimdi İstanbul'da da organik pazarlar, dalından satıcılar vardır ama ben oradayken ve çalışıyorken bunları bulup alacak zamana sahip değildim. Evime en yakın market ve pazarları kullanıyordum.

Tabi tam zamanlı anne olunca, evde hergün yemek pişince biraz daha bilinçleniyor insan.  Hangisi taze/değil, hangi sebzeler çocukların seveceği şekilde pişmeli, hep aynı yiyecekler olmasın çeşit çeşit alayım... şeklinde kendi içinde bir dünya şu mutfak olayı. Bizim evde biz de dahil çok miktarda yemek tüketilmez ama hergün mutlaka bir çeşit sebze veya salatanın olduğu menüler hazırlarım.

Grupta bazı sebzeleri beğenmedikleri için pişirmeyenleri (veya onlar için tr ziyaretlerini dört gözle bekleyenleri) okuyunca şaşırdım. Çünkü benim için olay biraz da şuna dönüşüyor. O benim damak tadıma uygun değilse bile ben birşeyler yapabilirim, seveceğimiz bir şekilde pişirebilirim veya dönüştürebilirim. Bu şekilde istisnasız neredeyse her sebzeyi tüketiyoruz evde. Yeni şeyler denemeyi, uydurmayı ve yakışacak şeylerle harmanlamayı seviyorum.

Markete gidip de taze sebzeler görünce almadan duramıyorum, onların kokularını içime çeke çeke alışveriş yapıyorum. Dokunuyorum seviyorum böyle biriyim :))

Bu yazıda Hollanda'daki sebzeleri (tabi aklıma gelenleri) ve nasıl pişirdiğimi kısaca toparlayayım istiyorum.

Yukarıdaki fotoğraftan ilham alayım:

Dolmalık biber: Türk bakkallarında bizdeki gibi minik yeşil dolmalık biberler var ama onunla yapılan biber dolmasındaki acımsı tadı eşim beğenmiyor diye kıymalı biber dolmasını şu renkli dolma biberlere yapıyorum. Öyle lezzetli oluyor ki, çocuklar bile bayılıyor. Yeşil minik dolmalık biberlerden yapılmış zeytinyağlı dolmaya da (hani fıstıklı falan olan) ben bayılıyorum.

Patlıcan: en sevdiğim sebzelerden biri, karnıyarık, oturtma, bazen patatesle karıştırıp musakka, imam bayıldı ve en çok da köz salata bizim evin en çok pişenlerinden. Bazen az kaldıysa falan sebzelerden bir harç hazırlayıp börek yaptığımda içine patlıcan da giriyor. Markette genelde tombul patlıcan bulunuyor, Türk bakkalında ise bizim uzun patlıcanlardan. Ancak ben tombulları daha çok beğeniyorum çünkü çekirdeği (dolayısıyla acı tadı) daha az.

Biber: dolma biber harici yeşil kırmızı turuncu biberleri kastediyorum. Salatalara genelde doğrarım. Çarliston biberlerden sabah kahvaltı için peynirli biber kızartması yaparım (normalde çökelek ile yapılır ama sert beyaz peynir de oluyor), çok yemeyelim diye fazla kızartmasam da bazen kızartma, kırmızı köz biber gibi.

(Ara not: yazarken düşündükçe bile ağzım sulanıyor ya 😂 neyse devam edeyim)

Bezelye: genelde burada Türkiye'deki gibi alıp ayıklanacak bezelye bulmak zor. 100-200 grlık paketlerde böyle yeşil satılıyor ama çok minik taneli öylece yemek için. Dondurulmuş alıyorum genelde bezelyeyi ama tadı tr den azıcık farklı. Genelde daha minikler ve tatlılar. Artık Türkiye'dekiler bana çok otumsu gelmeye başladı. Bezelyeyi de genelde içine patates veya havuç koyup zeytinyağlı yemek şeklinde, bazen et yemeklerinin içine falan koyuyorum.

Pırasa: tam şu anda bir yandan pırasalı böreğimi yiyiyor bir yandan yazıyorum. En çok börek oluyor bizim evde, böyle herkes yer. Bazen taze soğan niyetine salatalara doğradığım da oluyor. Zeytinyağlı yemeğini de benden başka yiyen yok diye nadiren yapıyorum. 

Taze fasulye: aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi burda iki çeşit var taze fasulye. İnce olanları genelde buharda haşlama, turşu, ya da haşladıktan sonra galete ununa bulayıp azıcık kızartma şeklinde yapıyorum. Kalın olanlar ise epey kalın bir parmak genişliğinden fazla. Onları da ayıklafıktan sonra bir de dikey ikiye keserek zeytinyağlı yemeğini yaparım çok lezzetli olur.



Brokoli: kızım ufakken o yemediği için yesin diye daha çok önce haşlayıp sonra karnabahar kızartması gibi kızartarak yoğurtla yenilebilecek şekilde yapıyordum. Fakat illa ki o demetin bir kısmı çorba olur. Şimdilerde oğlum buharda haşlanmış halini limon ve zeytinyağı karışımına banarak yemeyi çok seviyor. Bu yüzden uzun zamandır bu şekilde pişiyor.

Karnabahar: benim favorim tabi ki bol limonlu biraz kıymalı yemek formu. Ama bazen kızartması da olur. Çok iştahlı olmasalar da yedikleri sebzelerden. 

Lahana: eşim sarmasını çok sever ama sarmalık lahana bulmak zor veya bitiremeyeceğimiz kadar büyük oluyor. Genelde küçük boy alıp coleslaw salata olarak yiyoruz. Yemeğini benden fazla seven olmadığı için (eşim yer ama mecbur kalırsa) seyrek pişer. Yine kırmızısını salata olarak kullandığım için bazen kavanozda doğranmış turşu gibi olanları alıyorum salata için. 

Havuç: en çok çorbalara, yemeklere, salatalara kullanıyorum ama ara sıra haşlayıp tavada birazcık kızartarak şöyle sarımsaklı yoğurtla yemenin keyfi başka. 

Enginar: ah enginar çok severim. Buralarda genelde kabuklu satılıyor diye kabuklarıyla haşlayıp, yapraklarını koparıp limon+zeytinyağı+tuz karışımına bandıra bandıra yeriz. Çocuklar çok severler. Fakat Türk bakkalında dondurulmuş halde bir paket (içinde 10-15 çanak var) buldum, son birkaç seferdir alıyorum ve haşlıyorum. Yine aynı sosla yiyoruz hatta bazen salataya bile doğruyorum.

Celery (kereviz sapı): Türkiye'deki kereviz sapları tam böyle değil sanki, daha çok yapraklı ve daha ince. Burada kapkalın bir sopa gibi. Bizim evde çorbalara girer, salatalara doğranır, hatta tek başına salata olur.

Kabak: sadece burada deneyeceğim diğer AB ülkelerinin bazılarında da benziyor, makette kabak ile salatalığı ilk geldiğinizde ayırt edemeyebilirsiniz. Türkiye'deki kabaklar, açık yeşil olur bunlar koyu yeşil. Ama bence tat olarak çok farkları yok. Eskiden patates ile karışmış az pirinç eklenmiş yemeğini yapardım ama son zamanlarda dilimleyip fırın kabına diziyorum, arasına biraz ince bulgur, üst katına bol dilimlenmiş domates ve mozerella parçaları zeytinyağı falan gezdirip fırında pişiriyorum. Bulgur tüm suyu emiyor çok hafif bir yemek oluyor. Bir diğeri de tavada kavrulup üzerine sarımsaklı yoğurt dökülmüş hali.

Avokado: sade haliyle, salataların içinde ve sandöviçlerin arasında ve üşenilmezse sos olarak her haliyle çok seviliyor.

Bakla: iç bakla ve kabuklu bakla şeklinde iki çeşit var. İç bakla genelde haşlanıp buğday, taze soğan, avokado, çeşitli otlar eklenmiş zengin salataya dönüşüyor. Taze bakla da fasulye gibi zeytinyağlı yemeğe.

Ispanak: çocuklar seviyor diye en çok mücver, sonra börek ve salata en son da yemek oluyor bizim evde.

Kereviz: en çok cevizli salatası (mmmm) bazen de portakallı zeytinyağlısı oluyor. Genelde ben yiyorum ama.

Brüksel lahanası: hemen hemen aynı boyutlarda kesilmiş patates ve havuçla birlikte haşlayıp sonra sarımsak *sirke (veya limon) * zeytinyağı ile hazırlanmış sosu döküp öyle yiyoruz. Nefisss.

Daha çok sebze var ama şimdilik bana ayrılan sürenin sonuna geldik. Devamı bir sonraki yazıya 😉

10 yorum:

  1. Burada meyveler çok küçük sebzeler çok büyük boy oluyor başlarda garipsiyordum.

    Bizde kafa gibi şeftaliler, ayı gibi karpuzlar olur falan bunlarınkiler hep minnak minnak :))

    Hıyar, kabak, patlıcan, biber boylarını biliyorsun zaten Ahahaha.

    En sevdiğim ve taktir ettiğim alışkanlık meyveyi sebzeyi tane işi alıyor olmak. (Türkiye'de buna bi tarafıyla gülüyor millet :)) hiç ziyan olmuyor! Bir de yeşil soğan-dereotu-maydonoz gibi yeşilliklerin demetleri de çok incecik burada, o olay çok iyi. Türkiye'de pazara gidince 2m3 hacimli maydonoz demeti alıyorsun askdkfllg o kadar yeşilliği kim yiyecek?saklaması da çok zor, çok yer kaplıyor. Çok çabuk bozuluyor. Annem yazları 20 kişilik sofra kurar ama ona rağmen illa ki çürürdü bizde yeşillik.

    Tarifler şahane! Kızımla ben de sebze delisiyiz. Eşim ve oğlan yemiyor ama bizde de her gün olmasa da haftada 4-5 gün pişer sebze yemeği!

    Tariflerin devamını bekliyoruz <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay beğenmene sevindim. O maydanoz ve dereotlarını falan ben Demet değil saksıda alıyorum. Her markette saksı hali de satılıyor. Bitince bazen kuruyup gidiyor bazen de bahçeye ekiyorum. Geçende kökünde bir avuç toprak olan kıvırcık aldım bitince toprağa ektim mini mini yaprakları çıktı bile tekrar 😍

      Sil
  2. çok güzel anlatmışsınız sebze yemeklerini, ben enginarı hiç denemedim çok merak ediyorum aslında ilk fırsatta denemem gerek. limon zeytin yağı tuz hayal edince bile çok güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enginarı ben de geç keşfettim ama çok sevdim. Galiba damak tadı yaş aldıkça sebzeye daha meyilli olmaya başlıyor

      Sil
  3. Yazılanları okuyunca koşarak pazara gitmek istedim :) Antalya'da olmak bu açıdan büyük nimet.
    Afiyetle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet tahmin ederim öyle pazarlarda gezmek ne büyük bir zevk

      Sil
  4. Ben Hollanda'da, Türkiye'de yaptığımdan daha lezzeltli yemekler yapabiliyorum. Bi kere burada envai çeşit sos var ve ucuz. Türkiye'de bazılarını bulsan bile pahalı. Domatesin tadı Türkiye'de daha güzeldi... ama eskiden. Ben Ege'de bile çok az süre tarla domatesi bulabiliyordum. Şimdi burada da cherry domatesler çok lezzetli ve Türkiye'den ucuz. Zeytinyağından meyveye burada her şeyin güzelini hem de ucuza bulmak mümkün. Hollanda'da sebzeler lezzetsiz diyenler muhtemelen her şeyi süpermarketten alıyorlar. Onları cumartesileri kurulan Rotterdam pazarına -Markthall- yönlendirelim. :))) Türkiye'de en lezzetli şeyler deneyimlediğim kadarıyla sadece Ege ve Akdeniz bölgesinde. Mesela Karadeniz'de güzel bir domates yemek çoğunlukla hayaldir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben de henüz pazarlara gidemedim sayılır şu ehliyet işi bitsin (az kaldı inşallah) hafta içi bir günümü böyle Pazar ve çiftliklere ayıracağım

      Sil
  5. kereviz Kıbrıs'ta da sopa gibiydi. bazen smoothie'lere koyardım ama asla çiğ salatalarda tüketemezdim. sebze düşkünü biriyim ama şu kerevizi bir türlü kalbime basamadım gitti.

    ağzım sulandı biberlere benim de. mmm.

    YanıtlaSil
  6. Ben de gec kesfettigim lahana sarmasi sirrini sizinle paylasayim, hollandada satilan konik seklinde kucuk lahanalar var ya, onu kaynayan suya dik bir sekilde koyup, masa ve bicak yardimiyla yapraklari kolayca katman katman soyabiliyorsunuz ustelik Turkiyedeki gibi kocaman lahana olmadigi icin de ziyan olmuyor. Ben de bu sekilde sansa bir video ya denk geldim de o lahanalardan sarabildim. Sevgiler Aslihan

    YanıtlaSil